Ana Sayfa    » EKONOMİ    » Azerbaycan Ekonomisi   

Azerbaycan Ekonomisi

  

align=

Azerbaycan uzun müddet Rusya’nın sömürgesinde olduğundan onun ekonomisi eski SSCB’nin vahit tarım kompleksinin bir parçası olmuş ve onun yapısı tümüyle bu ülkenin ekonomisine uygunlaştırılmıştır.
Ama 1918-1920 yıllarında da Azerbaycan ekonomisinde petrol sektörü önemli konuma sahip olmuştur. Yirmi üç ay varlığını sürdürmüş Azerbaycan Halk Cumhuriyetiyle (AHC) ilgili araştırmalar arasında ne yazık ki, bu cumhuriyetin ekonomik tarihi, dış ticaret ilişkileri, bütçe siyaseti hakkında somut ve derin araştırılmış belgelere rastlanmamaktadır. Buna rağmen ülkenin sahip olduğu ekonomik olanaklar ve faaliyetlerle ilgili bazı belgeleri toplamak mümkündür. Bu belgeler AHC’nin ekonomik faaliyetiyle ilgili belli izlenimler edinmesine yardımcı olmaktadır. 
AHC hükümetinin Azerbaycan’da gerçekleştirdiği ekonomik faaliyetler genellikle 1919 yılında daha önemli olmuştur. O yılda cumhuriyet dönemine ait olması, hükümetin yapısının tam oluşması bazı reformların gerçekleştirilmesini açısından bir altyapı oluşturmuştur. 1919 yılında Azerbaycan’ın devlet bütçesi 665 milyon manata olmuştur. Bunun büyük kısmı petrol satışından elde edilen gelirlerden ve alınan gelir vergisinden ibaretti. Bütçenin ana kaynağı gelir vergisiydi. 1919 yılında ülkede gelir vergisi %30’a ulaşmıştı. Bütçe girdilerinde ikinci önemli kaynak şarap, tütün ve özellikle petrol ürünlerinden alınan özel tüketim vergisinden ibaretti. Bunlarla birlikte, bütçenin 100 milyon manatlık kısmını gümrükten, 15 milyon manatını ise serbest ticaret, yük, yolcu taşımacılığından toplanan vergiler karşılamıştır. Sınırlı olanakları olan bütçenin büyük kısmı maaşların ödenilmesine yönelikti. Hükümet az da olsa bütçeden eğitim için 30 milyon, askeri harcamalar için 80 milyon manat para ayıra bilmişti. AHC kurulana kadar yaşanan  çatışmalar yüzünden çok yaşam alanları dağıtılmıştı. Bütçeden ortalama 130 milyon manat sadece bu eksiklerin tamamlanması için kullanılmıştır. Eğer petrol sektörünü dikkate almazsak 1918-1920 yıllarında Azerbaycan daha çok tarım ülkesi olmuştur. Azerbaycan’da bu dönemde büyükbaş hayvanın sayısı 1 milyon, atların sayısı 150 bin, camızların sayısı 300 bin, develerin sayısı 12 bin, koyunların ve keçilerin sayısı 1,5 milyona ulaşmıştı.
Her bir devletin esas sembollerinden biri elbette ki, onun milli para birimidir. Azerbaycan’ın milli para birimi olan manat 1919 yılının başlarında dolaşıma girmiştir. İlk kağıt paralar 25, 50, 100 ve 250 manatlar olmuştur. Bir müddet sonra manatın daha büyüğü 500’lük kâğıt para çıkarılmıştır. Azerbaycan borsalarında paraların kurlarına baktıkta manatın kuru önde gelen diger para birimlerine göre çok düşük olduğu görülüyor. Örneğin 1919 yılında 100 rublelik “Romanovlar” 350 manat, 1 İngiliz sterlini 315 manat, 1 Amerikan doları 280 manat, Fransa frankı 10 manat, İtalya lirası 7 manat, İran tümeni 125-230 manat, Rus onluk altın parası 420 ruble manat vs. olmuştur.
Ekonomi ve para politikasını daha da güçlendirmek için 30 Eylül 1919’da Bakü’de Azerbaycan Devlet Bankası kurulmuştur. 25 Ekim 1919’da kredi bankaları ve şehirlerde mevduat kasaları hizmet vermiştir.
Azerbaycan bu yıllarda tarımsal ülke olsa da, stratejik ürünlerin büyük kısmını ithal sayesinde temin etmiştir. Tahıla olan ihtiyacını ödemek için yurtdışından 7 milyon pud (112 bin ton) buğday almıştır. Ortalama 16 bin ton şeker ithal etmiştir.
AHC yabancı ülkelerle ticari-ekonomik ilişkilerde mübadele yöntemini daha çok kullanıyordu, alınan malların ve doğal servetlerin karşılığında daha çok petrol veriliyordu.
Azerbaycan Amerika’dan, Fransa’dan, İtalya’dan ve diğer yabancı ülkelerden getirdiği askeri malzemenin, telefonların, binek otomobillerinin, yüz adet buharlı tren lokomotifi, iki bin vagon tank ve beş yüz kapalı vagonu  erzak ürünlerinin değerini genellikle petrolle, pamukla, yünle, ipekle, gön ve deriyle ödüyordu.
Azerbaycan’da bu yıllarda ekonomik ilişkileri düzene oturtmak için gümrük hizmeti de oluşturuldu. Bakü-Batum petrol hattı yapılmıştır. Kür nehri üzerinde köprü yapılmıştır, Bakü-Ceyhan demir yolu inşa edilmiş, Hazar deniz gemiciliyi yeniden kurulmuştur.
AHCdöneminde Azerbaycan’da 1918 yılında 3287 kuyudan 185, 6 milyon pud (2,96 milyon ton), 1919 yılında 2066 kuyu 225,1 milyon pud (3,6 milyon ton), 1920 yılında 2037 kuyudan 175,1 pud (2,8 milyon ton) petrol çıkarılmıştı.
Azerbaycan petrolünün esas alıcısı ilk dönemler Rusya, daha sonra ise yapılan çalışmalar sonucunda Avrupa ülkeleri oldu. Rusya’da devrim sonucunda Azerbaycan’dan petrolün ihracı 1919 yılında ciddi ölçüde azalmıştır. Bu azalma Azerbaycan ekonomisinde ciddi krizin yaşanmasına sebep olmuştur. Şark pazarının kapanması sonucunda 1919 yılında ülkede elde edilen 3,6 milyon ton petrolün yalnız 600 bin tonu ihraç edilmiştir.
Avrupa’ya petrol ihracı 1919 yılının Mart ayında uzunluğu 500 km, nakil kapasitesi 3 milyon ton olan Bakü-Batumi petrol hattı yapıldıktan sonra mümkün olmuştur. Petrol ihracının güçlenmesi ülkemizin bütün üretim sektörlerinin gelişimine sebep olmuştur.
Bu dönemde elektrik santrallerinin gücü 63,7 bin kVt idi. Bunun 56 bin kVt’ı “Ağ şeher” ve “Bibiheybet” santrallerine aitti.
Sonunda, bu yıllarda kısa müddette Azerbaycan ekonomisini idare eden altyapılar tam olarak şekillenmiştir.
23 aylık dönemde hükümette bu kişiler temsil edilmiştir: Ekonomi bakanları arasında Nesib bey Yusifbeyli, R.Kaplanov, Ebdüleli bey Emircanov, İ.Protasov, E.Hesenov (Maliye ve Halk Eğitim Bakanı), Memmed Yusif Ceferov, A.Eminov (Ticaret ve Sanayi Bakanı), Ekber Ağa Şeyhulislamov, Hosrov bey Sultanov, A.Gardaşov, Ehmedbey Pepinov (Ekincilik, Emlak ve Emek Bakanı), Hudadat bey Melikaslanov, Cemobey Hacinski (Yollar, Posta ve Telgraf Bakanı), Cemo bey Hacınski, Memmed Hesen Hacınski, Nerimanbey Nerimanbeyli, Heybetgulu bey Memmedbeyov (Devlet Müfettişi), A.Aşurov, Mirze Esedullayev (Ticaret ve Sanayi Bakanı), (Maliye Bakanı), G.Lizgarın (Erzak Bakanı).
1918-1920 yıllarında AHC hükümeti tarafından ekonominin kalkınması için hayli iş görülmüştür. Ülkenin idari taksimatında değişiklikler yapılmış, mali sistem düzene sokulmuştur. Bunların yanı sıra Bakü-Batum petrol hattı yapılmış, Bakü-Culfa demiryolunun yapılması işi hızlandırılmıştır.
Köylülere toprak vermek, tarım faaliyetlerini birlikte düzene sokmak için 29 maddeden oluşan toprak reformu hakkında yasa tasarısı hazırlanarak 21 Şubat 1920 de halk müzakeresi için yayınlanmıştır. Bu kanun tasarısına göre toprak üzerinde mülkiyet hakkı olmakla toprakları onların sahipleri tarafından kullanılmayan kısmı hükümet tarafından parayla alınarak köylülere dağıtılacaktır. Diğer taraftan, köylülere bu toprakları almak için indirimli taksit olanakları sunulması planlanmıştır. Fakat belli sebeplerden dolayı bu kanunun kabul edilmesine zaman yetmedi.
1920-1939’lu yıllarda Azerbaycan’da ekonomik sistemin şekillenme süreci yavaş olsa da ilerliyordu. Bu dönemi nitelendiren en geniş faaliyet, tarımın kolektifleştirilmesiydi. 
İkinci Dünya Savaşından sonraki yıllarda ekonominin başka alanları gibi sanayi de iç savaş sonrası dönemin taleplerine uygunlaştırıldı ve gelişmeye başladı. 1948 yılında ülke sanayisi savaştan önceki seviyeyi aşan bir düzeye ulaşmış, Azerbaycan sanayisi savaştan sonraki beş yıl yedi ayda tamamen  iş savaş sonrası döneminin taleplerine uygunlaştırılmış ve hayli ilerlemiştir. 1950 yılında Azerbaycan’ın sanayi üretimi 1940’a göre  %39 artmıştı. 
20. yüzyılın 50-60’lı yıllarında Azerbaycan sanayisinin gelişimi, alan ve bölge yapısının geliştirilmesi yönünde önemli ilerlemeler olmuştu. Ülke sanayisinde üretim 1940 yılına göre 5,5 kat artmış, 1941 – 1970’li yıllarda ise 146 veya 1920 – 1970’li yıllarda inşa edilmiş tüm sanayi tesislerinin %60’a kadar büyük sanayi müesseseleri inşa edilerek kullanıma sokulmuştur. Azerbaycan sanayisinin gelişiminde önemli rolü olan Sumgayıt hadde, alüminyum ve lastik sentez-kauçuk fabrikaları, Gence Alüminyum Fabrikası, Daşkesen Filiz Saflaştırma tesisi, Mingeçevir su-elektrik santrali vs. büyük müesseseler inşa edilerek kullanıma verilmişti. Böylelikle bu yıllarda ağır sanayinin enerji, kimya ve petrol-kimya, petrol üretimi, metalürji, cihaz üretimi ve elektronik gibi alanlar gelişmeye başlamıştır.
Bu yıllarda sanayi alanları ve tesislerinin ülke içinde nispeten daha etkili yerleştirilmesi, geçmişte gelişim seviyesi az olan ilçelerin daha da hızla gelişmesi, küçük ve orta şehirlerin sahip oldukları işgücünün kullanım seviyesinin yükseltilmesi alanında da dikkat çekecek faaliyetler yapılmıştı. Sumgayıt, Mingeçevir, Eli-Bayramlı (bugünkü Şirvan), Daşkesen gibi yeni sanayi şehirleri kurulmuş, Nahçivan, Hankendi, Guba, Gazah, Salyan, Petrolçala ve başka şehirlerde sanayinin gelecek daha güçlü gelişimi için temel atılmıştı. Sonuçta üretim potansiyelinin ülke çapında dağılımı hayli gelişmiştir. Toplam sanayi üretiminde Bakü şehrinin özgül oranı 1913 yılına kadar %91,4’ten %72,8’e düşmüştü. 1960’lı yılların sonuna dek Azerbaycan ekonomisinde bazı eksiklikler ve olumsuz eğilimler  ortaya çıkmıştır. Böylelikle 1950 yılının ortalarına kadar Azerbaycan, Sovyet Birliğinin karbonhidrat hammaddesi üreten esas bölge olarak kalıyordu ve o kendisinin bu konumunu Batı Sibirya’nın zengin petrol servetlerinin 1950`li yılların sonlarında geniş çapta kullanıma açılmasına dek korumuştur. Ülke ihtiyaçlarının karşılanması gereksinimi doğrultusunda, Azerbaycan’da petrol sektörünün gelişimi uzun süre ekonomik durumunun gelişimi yönü ve hareketini etkilemiştir. Petrol sektörü bir yandan ister çıkarılan hammaddenin her yıl artımı, isterse üretiminin genişlenmesi (petrol ayırma, petrol-kimya, kimya) ve isterse de alanın inkişafına hizmet eden çeşitli üretim türlerinin (petrol makinesi, cihaz ve araş yapımı, metalürji, öncelikle de petrol çıkarma borularının üretimi), elektrik sanayi vs. sonucunda ülkede çok büyük sanayi kompleksinin oluşmasını sağlamıştır. Uzun süre Azerbaycan ekonomisinin öncüllüğünü yapmış petrol-gaz sektörü ülke ekonomisinin gelişim seviyesinin yakından etkilemiştir. 1950-60’lı yıllarda Sovyet Birliğinin diğer bölgelerinde zengin petrol madenlerinin bulunması ve kullanımı sonucunda Azerbaycan petrolüne ilgi hayli azalmıştır. Ülkede petrol sektörü ve ilgili alanların gelişmesine yönündeki çabalar da azalmış ve bu alanların gelişiminin azalması tümüyle ekonominin artım hızını etkilemiştir. Gerçi, petrol üretimini artırmak için 1950 – 60’lı yıllarda Kür-Araz ovasında yeni petrol yatakları kullanıma sokulmuştur. Fakat bütün bunlar Azerbaycan’da petrol üretimini savaştan önceki seviyeye ulaştıramamıştır. Ülkenin zengin doğal mineral hammaddesi, enerji ve  diğer madenlerin üretim kapasitesine dahil edilmesi, metalürji, petrol kimyası, kimya, elektronik ve cihaz üretimi gibi birçok mühim sektörlerin oluşturulması alanında bazı önlemlerin alınmasına neden olmuştur. Fakat bu yöndeki faaliyetler çok yavaş yürütülürken ülkenin tarımının, elverişli tatil ve turizm olanakları yeteri kadar değerlendirilmemiştir. Şunu da belirtmemiz gerekir ki, Azerbaycan sanayisinin tarih boyunca şekillenmiş yapısı için genel olarak çok sermaye gerektiren, fakat nispeten az ürün kapasiteli alanları (örneğin yakıt ve enerji vs.) gelişimi önemliydi. 1970 yılında Azerbaycan SSC’de sanayinin ana üretim fonlarının %70’i, üretilen ürünün ise toplam %40’a kadarı yakıt, enerji, metalürji ve kimya sektörü alanları  sayesinde elde edilmekteydi. O dönemde toplam sanayi yatırımının %50’den fazlası sanayi ürününün toplam %22’ni karşılayan yakıt sektörüne ait idi. Üretim potansiyelinin dağılımındaki ilerlemeler de yeterli değildir. Özellikle üretim potansiyelinin dağılımı alanında büyük yanlışlıklar vardı. Büyük işletme ve tesislerin ekseriyeti Bakü ve Sumgayıt şehirlerinde inşa edilmekteydi. Diğer şehir ve illerde ise bu tür tesis ve işletmelerin inşası sınırlandırılmıştı. Bu da orta ve küçük şehirlerin işgücünün kullanılması olanaklarını daraltmış ve ülke ahalisinin başkente akınına sebep olmuştur. 1970’li yıllara kadar olan dönemde şehir ahalisinin artması hızına göre Bakü, eski ittifakın başkentleri içerisinde birinciler sırasındaydı. 1970 yılında ülkede olan 60 şehrin dördünde (Bakü, Sumgayıt, Gence, Mingeçevir) bütün şehir halkının %63’ü, geri kalanlarında ise %37’si yaşıyordu. Bu da Bakü şehrinde ev ve diğer sosyal tesislere olan ihtiyacın ödenilmesi konusundaki zorlukları daha da arttırmıştı.
1970’li yıllarda ve 80’li yılların ilk yarısında Azerbaycan’da hem ülke ekonomisinin, hem de bölgelerin hızlı gelişimini sağlayacak üretim, bilimsel ve teknolojik, ayrıca uzman potansiyeli oluşmuştur. Eski SSBC ahalisinin sadece %2,5’nin yaşadığı Azerbaycan birçok temel sanayi ürünleri üretimine göre Sovyetler Birliğinde bir hayli yüksek düzeyde idi. Nitekim 1980’li yılların ortalarında Sovyetler Birliği üzere petrol maden ekipmanları üretiminin %70’i, 1970 – 1985’li yıllarda derinlik pompaları üretiminin tümü, elektrik kaynak ekipmanlarının %10,5’i, kauçuk sodanın %7,8’i, şarap ve şarap ürünlerinin 1/3’inden fazlası, klimaların tümü, buzdolaplarının %5,7’si, pamuk ipliğinin %9,6’sı, ipek hammaddesinin 11,7’si vs. Azerbaycan’ın payına düşüyordu. 1970’li yıllarda ve 80’li yılların ilk yarısında Azerbaycan’da yeni sanayi tesislerinin kullanıma sokulması, yeni makine ve teçhizatların alınması tümüyle SSCB’de olduğuna göre daha hızla gerçekleştiğinden toplam hasıla da burada SSCB’de olduğuna göre daha büyük ölçüde artmıştır. Bir işçiye düşen duran varlıqların değeri eski SSCB’ye göre 1980 yılında 13,3 bin ruble, 1985 yılında 17,8 ve 1990 yılında 24,2 bin ruble olsa da, Azerbaycan’da bu göstergeler hayli yüksek idi. Nitekim aynı göstergeler Azerbaycan`da 1980 yılında 19,5 bin ruble, sonraki yıllarda 24,5 ve 33,4 bin ruble olmuştu. Azerbaycan SSC’nin sahip olduğu kaynaklar ve oradan gönderilen hammaddeyle işleyen birçok tesisler Ukrayna, Rusya ve diğer ülkelerde faaliyet göstermekteydi. 1980’li yılların ortalarında Azerbaycan’da güçlü üretim potansiyelini başka veriler de ortaya koymaktadır. Örnek için 1980’li yıllarda Azerbaycan’dan Sovyetler Birliğine ayrılan ürün Azerbaycan’a getirilen üründen her yıl orta hesapla 2,0 milyar ruble, ayrı-ayrı yıllarda ise daha çok olmuştu.
Azerbaycan uzun süre eski Sovyetler birliğinin üyesi olduğundan onun ekonomisi eski SSCB’nin ortak tarım kompleksinin bir parçasıydı ve yapısı da tamamen bu Sovyet ekonomisi taleplerine uygunlaştırılmıştı. 
Bağımsızlığını elde ettikten sonra Azerbaycan`ın karşısında duran önemli görevlerden biri de bağımsız ülkenin ihtiyaçlarını karşılayan ve çağdaş dünya tarımına verimli şekilde uyum sağlayan, piyasa kurallarına dayanarak kurulmuş milli ekonomiyi şekillendirmek idi. 
Zengin karbonhidrat stoklarına ve bunların üretimi alanında zendin tecrübeye sahip olması ülkede petrol üretimi ve işlenmesi sektörünün, ayrıca petro-kimya sektörünün gelişimine, elverişli doğal iklim ve toprak kaynaklarının mevcutluğu tarım ve turizm alanlarının gelişimine, elverişli coğrafi konumu ise ülkenin uluslararası transit sistemine katılmasına olanak vermiştir. Bağımsız Azerbaycan ülkesinin ekonomisi bu zeminler üzerinde değişmeye ve şekillenmeye başlamıştır.  
1990 yıllarda ekonomik reformlara yönelik mevzuatın oluşturulması amacıyla acil önlemler alınmıştır. Devlet siparişi, kotalaştırma ve lisanslaşma sistemi iptal edilmiştir. Yabancı ticari faaliyetler ve fiyatlar tamamen liberalleştirilmiş, işletmelerin elde ettiği dövizin paranın zorunlu satışı kaldırılmıştır. Döviz bütçesi iptal edilmiş, maaşlardaki sınırlamalar kaldırılmış, sert maliye ve kredi siyaseti uygulanmış, gümrük ve vergi siyaseti geliştirilmiş, yabancı ve özel yatırımların ilgisini çekmek için uygun yasal altyapı oluşturulmuştur. Azerbaycan Devlet Statiktik Komitesi verilerine göre, 1995 yılında ülkede 10 bin küçük işletme, yaklaşık 80 bin bireysel ticari işletme, 100’den fazla ticari banka, 3,5 bin kooperatif, 850 tarım çiftçiliği, yabancı yatırımcıların katılımıyla birlikte işletme faaliyet göstermekteydi. 
Bu dönemde, ilk sırada, yabancı yatırımcılar için cazip olan ülkenin zengin petrol yatakları ilgi odağı haline gelmiştir: 1994 yılının Eylül ayında “Azeri-Çırag-Güneşli” madenlerinin araştırılması ve işlenilmesi üzere üretimin pay dağılımı anlaşması - “Asrın anlaşması” imzalanmıştır. Bundan sonra 2000 yılına kadar olan kısa bir sürede Azerbaycan’ın petrol ve doğalgaz yataklarının araştırılması ve işlenilmesi amacıyla 12 ülkenin 29 büyük enerji şirketinin katılımı sağlanmış, 30’dan fazla uluslararası anlaşma (üretimin pay dağılımı anlaşmaları) imzalanmıştır. Bu anlaşmaların önemli bir kısmı için araştırma ve kazma faaliyetleri bu gün de davam ettirilmektedir. Birkaç anlaşmaya göre petrol ve gaz üretimi ve ihracı gerçekleştirilmektedir. Özellikle “Azeri-Çırag-Güneşli” ve “Şah-Deniz” anlaşmalarına göre petrol ve doğalgaz üretim ve ihracatı kapasitesi her yıl artmaktadır. 
Bugün ülke ekonomisinin temelini petrol ve doğalgaz sektörü oluıturmaktadır. 2010 yılında 50,8 milyon ton petrol üretilmiştir. Bu da 2003 yılında (15,4 milyon ton) olduğundan 3,3 defa daha fazladır. Petrolün 8,5 milyon tonu (%16,7) milli petrol şirketi olan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (ARDNŞ) tarafından, geri kalanıysa petrol anlaşmaları (özellikle “Azeri-Çırag-Güneşli” konsorsiyumu) çerçevesinde üretilmiştir. Genellikle, son yıllar Azerbaycan’da petrol ve doğalgaz üretimi sadece petrol ve doğalgaz anlaşmaları çerçevesinde faaliyet gösteren konsorsiyumların üretimi sayesinde artmaktadır. bugün Azerbaycan petrolü 22 ülkeye ihraç edilmektedir. İhracatın %86,5’i  ham petrolün, %6,0’ı ise petrol ürünlerinin payına düşüyor. 2010 yılında konsorsiyumlar tarafından çıkarılan petrolün %71’i Azerbaycan devletinin payına düşmüştür. 
2010 yılında ülkede doğalgaz üretimi 26,3 milyar küp metre ulaşmıştır. Bunun 7,1 milyarı (%27,4’ü) Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi, 19,2 milyar metreküpü ise “Azeri-Çırag-Güneşli” ve “Şah-Deniz” konsorsiyumları tarafından üretilmiştir. 
Ülkede uluslararası petrol anlaşmaları çerçevesinde petrol ve doğalgaz üretimi ve ihracatı kapasitesinin daha da artması ve dünya pazarında petrol fiyatlarının artması sayesinde ülkenin büyük petrol gelirleri elde etmesi Azerbaycan’ı 2005-2007 yıllarında yıllık GSMF artım temposuna göre dünya liderleri sırasına çıkarmıştı: Ülkede 2005 yılında %26,4’lük, 2006 yılında %34,5’lik, 2007 yılında ise %25,0’lik GFMH artımı olmuştur. 2008 yılında dünyayı sarmış mali ve ekonomik krize rağmen Azerbaycan’da GSMH yeteri kadar yüksek yıllık artış hızı sergilemiştir: %10,8 reel artış. Bu yıllarda ülkenin GSMH 48,85 milyar ABD doları olmuştur. Bu da 2004 yılında olduğundan 5,6 kat daha fazlaydı. 2008 yılında kişi başına düşen milli gelir 5600 ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Resmi bilgilere göre, 2005-2008 yıllarında GSMH`nın %55-60’ı petrol ve doğalgaz sektörünün payına düşmüştür. 2009-2010 yıllarında petrol sektörünün payının azalması, petrol sektörü dışındaki sektörlerin payının ise bir miktar artması gözlemlenmiştir.  
Hazırda ülke ekonomisinde 4 milyondan fazla insan çalışmaktadır. Çalışan ahalinin 1 milyon 560 binden fazlası veya %38,4’ü tarım ve orman işlerinde çalışıyor. Fakat bu alanda yıllık GSMH toplam %5’i oluşturulur. Ülkede hem bitkicilik (meyve-sebze üretimi, üzümcülük, bostan ürünleri, teknik bitkiler vs.), hem de hayvancılık (sütlük ve etlik-sütlük büyükbaş hayvancılık, koyunculuk, kuşçuluk vs.)  alanları vardır. 
Son yıllar ülkede yeni kurulan üretim sektörü işletmelerinin sayısı arttıkça burada çalışanların sayısı da artmaktadır: Yani 2000 yılında bu sektörün müesseselerinde yaklaşık 170 bin çalışan vardıysa, 2009 yılında onların sayısı 200 bine ulaşmıştır. Bu da bütün çalışan ahalinin %5,0’idir. Ülkede inşaat sektörünün gelişmesi bu sektörde çalışanların sayısında da görülmektedir: Çalışan ahalinin %5,5’i veya ortalama 225 bini bu anada çalışmaktadır. Bu sektörün GSMH`daki payı son yıllar ortalama %6-8 arasında değişiyor. Çalışan ahalinin ortalama %1,0’i (40,5 bin kişi) elektrik enerjisi, gaz ve su üretimi ve dağıtımı alanında çalışmaktadır. Böylelikle ülke ekonomisinin tüm üretim alanlarında hazırda ortalama 2,0 milyondan fazla kişi (çalışan ahalinin ortalama yarısı) çalışmaktadır.
Çalışan ahalinin geriye kalan kısmı hizmet sektörlerinde çalışmaktadır. Bunlardan 660 binden fazlası (tüm çalışan ahalinin ortalama %16-17’ni toptan ve perakende ticaretle, hem de otomobillerin ve ev eşyaları tamirini yapmaktadır. Çalışan ahalinin 347 bini (%8,5’i) eğitimde, 280 bin kişi (%7’si) devlet yönetiminde ve savunmada, sosyal güvenlikte, 210 bini (%5’ü) ulaşım, depolama işlerinde ve iletişim alanında, 180 binden fazlası (%4,5’i) sağlık ve diğer sosyal hizmetler alanında, 140 bine kadar (%3-4’ü) taşınmaz emlak alanında işlemler ve kira işlerinde, 135 bine kadar (%3’ü) altyapı ve serbest hizmetler gösterilmesinde, 18-19 bini ise maliye faaliyeti alanında çalışmaktadır. 
2010 yılında ülkenin GSMH`nın %52,6’sı sanayi, 5,4 faizi tarım, ormancılık ve avcılık, %7,5’i inşaat, %7,6’sı ticaret ve ücretli hizmetler sektörü, %6,0’sı ulaşım ve yük taşınmaları, %1,9’u iletişim ve bilişim hizmetleri,  %11,9’u ise sosyal hizmetler sektörüne aittir. GSMH`nin %7,1’i ürün ve ithalat vergileri sayesinde şekillenmiştir. 
2010 yılında ülkede üretilen sanayi ürününün %75,7’i petrol, doğalgaz ve diğer servetlerin üretimi, %19,2’si imalat, %4,5’i elektrik enerjisi, gaz ve su üretimi ve dağıtımı, %0,6’sı su teçhizatı, kirli suların ve atıkların temizlenmesi oranında olmuştur. Ülkenin sanayi alanlarında çalışanların sayısı 165,4 bindir. Onların %21,1’i maden, %48,2 üretim, %17,5’i elektrik enerjisi, gaz ve suyun üretimi ve dağıtımı, %13,2’si su teçhizatı, kirli suların ve atıkların temizlenmesi alanına ait müesseselerde çalışmaktadırlar. 
2010 yılında ahaliye 18404 mln. manatlık ve ya 2009 yılına oranla, %4 daha fazla geniş çeşitli üretim malları satılmış ve ücretli hizmetler gösterilmiştir. 2009 yılıyla kıyaslarken emtia dolaşımının  hacmi %9, ücretli hizmetlerin hacmi ise %10,8 artmıştır. Dönem müddetinde ülke sakinleri ticaret ağından 8796,1 mln. manatlık erzak ürünleri ve 4883,4 mln. manatlık diğer malları almış ve bu verilerin reel göstergesi 2009 yılının aynı dönemine nispeten %7,5 ve %13,8 artmıştır.
Geçen sene ülke ekonomisinde ücretli çalışanların orta aylık gelirleri geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslamada %9,1 artarak 325 manat olmuştur. Ahalinin kişi başına düşen gelirleri ise %11,9 artarak 2866 manata ulaşmıştı.
Bu dönemde yabancı ticaret ihracatının 27,1 mlr. ABD doları, ayrıca ihraç 21,8 mlrd. ABD doları, ithal ise 6,4 mlr. ABD doları olmakla 14,4 mlr. ABD doları hacminde müspet ticaret bakiyesi oluşmuştur.
2010 yılı için yıllık orta enflasyon %5,7 olmuştur.
Asgari yaşam düzeyi ve Unvanlı devlet sosyal yardımı hakkında Azerbaycan kanunlarına uygun olarak ihtiyaç koşulu aşamalarla yaşam minimumuna uygunlaştırılmalıdır. Az gelirli ailelerin sosyal güvenliğini sağlayan unvanlı sosyal yardımın hesaplanmasında uygulanan ihtiyaç kriterinin ölçüsü artırılarak 2010 yılında 65 Manat olmuş, unvanlı sosyal yardım 110,6 bin aile ve ya 500 bin kişi az gelirli kişiyi kapsamıştır. 2011 yılında ihtiyaç kıstasının miktarı yaşam minimumunun %78,9’i götürülmekle 75 manat belirlenmiştir. Bu da zor durumda yaşayan vatandaşların sosyal durumunun iyileştirilmesi için devlet tarafından yapılan kesin önlemlerden biridir. 
1 Ocak 2011 yılında ülkede ekonomik aktif ahalinin sayısı 4346,3 bin kişi olmuş, onlardan 4088 binini (%94,1) ekonomini ve sosyal bölmenin çeşitli alanlarında çalışan olan ahali oluşturmaktadır. Yapılan tedbirler sosyal alanda önemli müspet değişiklikler sağlamıştır. Böylelikle 2010 yılında ülke ahalisinin nominal para gelirleri %13,3 artarak 25,6 mlr. manata ulaşmış, onun kişi başına hacmi 2866 manat ve ya ayda ortalama hesapla 238,8 manat olmuştur. Bu dönemde çalışanların orta aylık gelirleri orta %9,1 artarak 325 manata yükselmiştir.
Azerbaycan’ın milli ekonomisinin uluslar arası entegrasyonunun güncelleştirilmesi uluslararası  emek dağılımına göre belirleniyor. Bu sayede dünya ülkelerinin dünya pazarında üretim hacminin genel göstergesi belirleniyor. Uluslararası ekonomik entegrasyon devletlerarasında üretim faktörlerinin ve malların serbest dolaşımını öngörmektedir. Ekonomik entegrasyon sürecini yaşayan Azerbaycan siyasi açıdan bağımsız olmakla ekonomik açıdan karşılıklı bağımlı duruma gelir. Azerbaycan’ın bölgesel ekonomik bileşenlerine baktığımızda, onun coğrafi konumun önem taşıdığını görüyoruz. 
Şunu da belirtelim ki, Azerbaycan’ın dış ekonomik ilişkilerinin ana özelliği uluslararası, bölgesel ve yerli özellikli ekonomik kurumlara katılmak ve böylece toplumsal hayatın bütün alanlarında bu teşkilatlara uyum sağlamaktır. 
Bağımsızlığını elde ettikten sonra (18 Ekim 1991’de) ülkenin ilk işbirliği ilişkileri elde ettiği uluslararası ekonomi teşkilatları aşağıdaki şekilde sınıflandıra biliriz: 
1. İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) – 8 Ekim 1991; 
2. Ekonomi İşbirliği Teşkilatı (EKO) – Şubat 1992; 
3. Uluslararası Para Fontunun ve Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası – 1992; 
4. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (GİET) – 1993; 
5. Dünya Ticaret Örgütü (eski GATT) gözlemci statüsünde – 1993 yılı; 
6. Bağımsız Devletler Birliği (MDB) – 1993; 
7. Avrupa Birliği – 25 Ocak 2001. 



Oxunub: 23367