Ana Sayfa    » ETNOGRAFİ    » Adet ve Gelenekler   

Düğün adetleri

  

align=

Kız beğenme veya kız görme
Halk arasında kızla erkek bir-birlerini beğendikten sonra ana ve babanın fikri sorulur. Erkek, ana ve babası razı olduktan sonra kızın yakınlarına – halasına, teyzesine, anasına haber gönderir. Onların ağzı aranır.

Haber gönderme
Erkek evi arayıp, soruşturup kız evine münasip, yakın bir kişiyi, kim tarafından elçi geldiğini kız evine haber vermesi için gönderir. Bazen, kız evi razı olmaz. O zaman elin-obanın en muteber, saygıdeğer insanı kız evini ikna etmeye gider.

Küçük isteme
Âdete göre, önce iki kadın – erkek anası, yakın akrabalardan biri kız istemeğe gider. Kadınlar anlaştıktan sonra, ailenin şah damarı sayılan babalar görüşür. Erkek babası üç saygıdeğer yakınıyla kız evine gider. Kız istemeye gidenler hareketleri, davranışlarıyla kız istemeye geldiklerini kız evine belli ederler.
“Kız istemeye gece gidilmez”.
“Kız istemeye gidenlere verilen çay içilmez”.
Kız istemede bunlar söylenir “Kız ağacı goz (ceviz) ağacı, her gelen bir taş atar”, “Kız yükü tuz yükü”.
Kız babası birinci istemeyi kabul etmez - “Kız kapısı, şah kapısı”. “Önce kızla, anasıyla, yakın akrabaya, dosta danıştıktan sonra, size kesin kararımızı bildiririz”-der.
Kızın fikri sorulduğunda susarsa, “susmak evet demektir” derler. Ama yine kesin bir şey söylenmez. Büyük istemede kız verilir. Çünkü esas sözü büyükler, yaşlılar söyler.

align=

Kız isteme
Baba aileye yakın olan kişileri - amcayı, dayıyı ve başka akrabaları eve davet eder. Dost-akrabaya danıştıktan sonra “elçi” gitmeye karar verir.
Erkeğin kız kardeşi veya yengeleri kızı görüp, bir de ağzını “arar”. Kızın gönlü olduğunu gördükte düşündüklerini ona söylerler. Sonra kızın annesinin yanına gelerek saygıyla “şu gün size geleceğiz, kız istemeye” denir.
Kızın annesi de ailesini bundan haberdar eder. Yakın akrabalar eve çağrılır. Konu danışıldıktan sonra eğer kendi aralarında anlaşırlarsa, kızın da fikrini öğrenirler. Bunu da kıza yakın olan bacı, yenge, anne veya arkadaş sorar. Kız gönlü olduğunu belli etmek için her zaman : “siz bilirsiniz” der.
Belirlenmiş günde elçiler gelir. Uzun sohbetten sonra konuyu açıp söylerler. Eğer kız razı değilse, ret cevabı verir. Bu söz artık değişmez. Eğer razıysa, “Biz düşünelim, danışalım, sonra karar veririz. Şimdi ise misafirimizsiniz”.
Erkek evi bir müddet sonra yeniden, ikinci kez kız istemeye gelir. Yine önceden kız evine onlara gidileceği haber edilir.
Kız evi bu kez hazırlıklı olur. Dost – akrabadan ihtiyarlar davet edilir.
Erkek evi gelir. Onları başköşeye oturturlar. Kız evi de oturur. Bu meclise hem kadınlar, hem de erkekler katılır. Sadece kızın annesi katılmaz. O da odaya girer çıkar, ama onlarla oturmaz.
Biraz sohbetten sonra erkek tarafından bir kişi esas konuyu açar. Kız tarafına yüzünü dönerek sorar: “ evet, şimdi sizin son sözünüz ne?” Kız tarafından amca ya da dayıdan biri  bir geder hafifçe minnetten sonra (artık kapımıza gelmişsiniz, tuz-çörek kesmişiz vs.) sonra “Allah mübarek eylesin”, “Hoşbaht olsunlar” denir. Oturanlar da hep birlikte “Amin” derler. Yeni akrabalar bir-birlerini tebrik ederler.
Kızın bacısı veya yengesi çay getirir. Herkes “şekerli çay” içer. Bundan sonra bazen yemek de verilir. Erkek evi gittikten sonra kızın bacısı veya yengesi “gelinin” “bacılığı”gile gider. Çünkü kızı istemeye gelindiği zaman kız evde oturmaz. Onlar kıza mübarek der ve eve getirirler. 

Belge veya küçük nişan
Kızın “he”sini aldıktan sonra geç bir aya kadar kıza “belge” denilen küçük nişan getirirler. Aynı şekilde kız evine önceden haber edilir. Bu törene yirmi beş, otuz kişi katılır. Burada en çok kızın arkadaşları, yaşıtları olur. Onlar donatılmış masanın arkasında, kızın etrafında otururlar.
Erkek evi gelir, yanlarında bir nişan yüzüğü, bir yazma ve tatlı getirirler. Tören başlamadan erkeğin bacısı, kardeşi, yengesi veya babası yüzüğü kızın parmağına takar, yazmayı omzuna asar ve bir tatlı götürerek kıza ısırtır, yarısını ise damada götürürler.
Sonra herkes ağzını tatlandırır. Yiyip içip eğlenirler. Erkek evi gittikten sonra kızların meclisi başlar. Nişanlanmış kız sağ elini teker-teker bekar kızların başına sürer. Sonra kalkar ve yerini kızlara verir. Kız yüzüğünü ilk önce kime birinci verirse, sıranın onda olduğu, onun gideceği söylenir.
Sonra kızlar evlerine gittiklerinde şeker götürür, gece uyurken iki aynı tür nişan şekerini yastığının altına koyarlar. O zaman varacağı erkeği uykusunda göreceği söylenir.

Büyük nişan 
Belgeden bir kaç ay sonra büyük nişan yapılır. Buna erkek tarafı çoktan hazırlanmış olur. Nişanda kız için her ne lazımsa alıp getirirler. Ayakkabı hariç. Ayakkabının darlık, sıkıntı olduğu söylenir. Onu da alırlar. Fakat başka bir gün kaynana kızın yanına geldiğinde getirir. 
Nişanda tüm masrafları çoğu zaman erkek tarafı gönderir. Et, yağ, un, pirinç, sebze, kısacası soğan hariç her şey. Soğan acılıktır.
Erkek evi nişanı kırmızı kurdeleyle süslenmiş honçalarda (tepsilerde) ve bavullarda getirirler.
Herkes yiyip içip eğlendikten sonra sofra toplanır. Kızı başköşeye oturturlar. Önüne ayna konulur, mum yakılır. Honçalar da etrafına dizilir. Nemer verildikten sonra damadın bacısı getirilen şeyleri göstermeye başlar. Oturanlar da hep birlikte “mübarektir” derler. Sonra nişanda gelmiş kokulardan birini alıp, oturanlara verirler, herkes o kokuyu sürer.

Bayramlık
Düğüne kadar tüm bayramlarda kıza bayramlık götürülür. Bunlardan en ilginç olanı Nevruz bayramlığıdır. Ya Ahır Çarşamba, yada bayramdan bir gün önce ( Bayram Akşamı) geline bayramlık götürürler. Burada kıza kırmızı renkli elbise, ya yazma, bir değerli eşya, başına kına sürülmüş boynuzlu koç. Bundan başka, şekerbura, pahlava, gatdama, ceviz – fındık, innab, hurma ile dolu honçalar, mumlarla süslenmiş semeni ve sepetler götürürler. Gelinin başına, eline, ayağına kına yakılır.

Kelmeleşme
Erkek evinin büyüğü kız evine yarın istemeye geleceklerini haber gönderir.
Sonraki gün erkek tarafından amca, dayı, baba ve başka yakın akrabalar kız istemeye gelir.
Bu istemede daha çok erkekler bulunur. Buraya bazen kızın ve erkeğin arkadaşlarının babaları da katılır.
Konuşmada düğün günü belirlenir. Düğün masrafları erkek tarafından karşılanır. Bazen kız babası bu masrafın karşılanmasını istemez. Ama erkek evi kız evine elinden geldiği kadar yardımda bulunur. Konuşup anlaştıktan sonra bir– birlerinin hayır duasını aldıktan sonra ayrılıyorlar.

Paltarbiçti  (Elbise Biçmek)
Düğünden önce kız evinde paltarbiçti (elbise biçmek) olur. Bu kız istemeye sadece kadınlar katılır. Geline honçalar getirilir, eğlence düzenlenir. Dost, akraba kıza alınan hediyeyi gösterir, sonra küçük özel torbalarda hazırlanmış şekerler alınır. Sonra kızın bacısı gelinin baba evinden götüreceği çeyizi gösterir. 

Çeyiz
Düğünden iki – üç gün önce gelinin çeyizini getirirler. Bunu gelinin erkek kardeşleri, kuzenleri, damadın arkadaşları getirirler. Anne gelinin çeyizini arabadan indirmek için gelinin kardeşine hediye verir. Sonra gelinin yakınları, bacısı evi süslemeye gelirler. Onlar evi süsledikten sonra bazı eşyalara kırmızı kurdele bağlarlar. Kaynana evi süsleyenlere de hediye verir.

Çörekbişti 
Düğün gününden üç gün önce seçme kadınlar, kız – gelinler toplanarak erkek veya kız evine “çörekbişdi”ye gelirler. Hamur yapılır, künde kesilir, yufka, lavaş açılır. İlk pişen ekmek erkek veya kız anasına verilir. “Sofranız bereketli, ekmeğiniz sıcak olsun”  denir.

Kız şahı
Her kızın yakın arkadaşı, bacılığı var. Kimin düğünü olursa onun yakın arkadaşı “şah” kaldırır. ‘Şah kaldırma’ geniş yayılmış bir adettir. Şah - tahtadan yapılmış üstüne ayna, mum, kumaş, şeker, meyve başlanmış bir düğün süsüdür. Onu süslemek için özel yetenek gerekir. Eğer düğünü olan kızın en yakın arkadaşı evlenmişse, o zaman kendi evinden şah kaldırır. 
O arkadaşın evinde sofra açılır, şah süslenir. Gençler arkadaşın evine dans ederek gelirler. Burada eğlence düzenlenir. Akşam saat dokuz on gibi erkek evinden gençler kız şahına gelirler. Damat da, damadın yakın arkadaşı da gelir. Bahçede “lopa”, ateş yakılır çalıp oynanır. Sonra da şahı alıp kız evine gelirler. Kız evinde de yeyip – içip eğlenirler.

Hınayahdı (Kına yakma)
Kızlar bir odaya toplanırlar. Kız yengesi de ıslak kınayı alıp oynamaya başlar. Sonra bir tepsi, bir de boş bir kâseyi erkek evinin önüne getirir. O da boş kâseye para atıp, kınayı alır. Oynayarak kızın yanına gelir. Onun ellerine, ayaklarına kına yakar. Sonra da misafirlerin önüne getirir. Herkes kına yakıp, hediye verir.
Kızlar “hına yaktı”dayken erkekler eğlenirler. Bu zaman kız tarafından bir kişi “iki renkli” çay alıp damadın ve arkadaşlarının önüne getirir. Onlar da çayı içip, boş çay tabağına para koyarlar.
Kızlardan biri kına getirir. Erkekler de serçe parmağını kınaya bandırırlar.

Kebinkesdirme (Nikah kıyma)
Kebinkesdirme düğün gününden bir kaç gün önce olur. İmam nikâhını imam kıyar. Bu merasimde her iki taraf katılır. Her taraftan bir şahit olur. İmama para, bir ‘kelle gend’ (sert şeker) hediye verilir. 
İmam nikahında her iki tarafın yakını, kız ve erkek bulunur. 

Düğün
Eskiden köylerde üç gün düğün olurmuş. Düğüne gelen her kes yeni evlenenlere iltifatlar yağdırır, dileklerini söyler ve eğlenirler. Düğün günü damatla-gelinin nikâha girmesi vaciptir. Eskiden damadın yanında sağdıçla soldıç otururdu. Erkek anası onlara hediye verirdi. Damat düğün alanına geciktiği zaman, kim onun yerine oturursa hediye alır. 
Damadı veya gelini kendi düğününde oynatırlar. Damatla gelin kendi düğününde oynarsa bolluk bereketlilik olur derler.

Gelin götürme
Azerbaycan halkının en eski düğün havası olan “Vağzalı”nın sedaları altında erkek evi kız evine gelir. Onlar oynaya – oynaya, okuyarak şöyle söylüyorlar:
Al almağa gelmişik,
Şal almağa gelmişik.
Oğlanın adamıyıg,
Aparmağa gelmişik.
Gelin olduğu odanın kapısı bağlı olur. Bey babası halat vermeyince kız evi gelinin odadan çıkarılmasına izin vermez. Gelin evden çıkmadan önce anne babasının hayır duasını alır. Kaynı gelinin belini kırmızı bantla bağlar. Gelinin başına duvak atılır. Gelinin gittiği eve ışık götürmesi için, gittiği evin ocağının daim tütmesi için, evin bahçesinde büyük ateş yakılarak gelini ateşin etrafında üç kez döndürürler. 
Gelinin gittiği yerde sağlam olması için arkasından taş, gittiği yerin aydınlık olması için su atılır. 
Gelin erkek evine varır varmaz ayağının altına kırıp geçmesi için tabak konulur. İlk çocuğunun erkek olması için gelini kapıda oturtup kucağına erkek çocuk verilir. Gelinin ayağı altında koyun kurban kesilir. Koyunun kanından gelinin sıcakkanlı olması, erkek evine çabuk kaynayıp karışması için alnına ve elbisesine sürülür.
Kaynanası hoşgörülülük olması için gelinin başını okşar. 
Gelinin başına bolluk olması için bozuk para, şeker, pirinç, buğday serpilir.
Gelinin karşısında kırmızı bantla bağlanmış ayna götürülür. Ayna yengenin elinde olur. Sağdıçla, soldışın elindeki bardağın içinde pirinç, mum olur. Pirinç bolluk remzidir. 
Gelin süslenmiş odaya götürülür. Herkes bir ağızdan “hoşbaht olsun”, “oğullu – uşaglı olsunlar” der.
Düğünden üç gün sonra kızın annesi ve kızın en yakın akrabaları kızı görmeye gelir.

Üzeçıhdı (Yüze çıkma)
Taze gelin kayınbabasından utanır ve gözüne görünmez. Düğünde 10-15 gün sonra kaynana sofra hazırlar. Ailenin tüm fertleri çağırılır. Gelin hariç herkes gelip oturur. Bu durumda kaynana gelini sesler ve kendisi onu gidip getirir. Sonra geline değerli bir hediye verip ona, bu ailenin en sevilen ferdi olduğunu söyler. Bundan sonra gelin hiç kimseden utanıp çekinmez.

Gelingördü (Gelin görme)
Düğünden iki-üç ay sonra kız evi erkek evine gelini görmeye geleceklerini haber gönderir. Erkek evi hazırlık yapar. Kızın annesi yakınlarını alıp dünürünün evine gelir. Yiyip-içip eğleniyorlar. Sonra kızın annesi geline ve damada getirdiği hediyeleri verir.

Ayagaçdı (Ayak açtı)
Gelini gördükten sonra gelinin annesi kızını ve damadını evine misafir çağırır. Buna “ayagaçdı” denir. Ayagaçdıya erkekler de gelir. Büyük meclis kurulur. 
Kızın annesi damada ve geline aldığı hediyeyi verir. Aynı gün kızı evde misafir ederler. Bir-iki gün sonra kocası gelip gelini götürür. “Ayagaçdı”dan sonra damatla gelin istedikleri zaman oraya gelip gider.

Gonagçağırma (Misafir davet etme)
“Ayagaçdı”dan sonra hem erkek, hem de kız tarafından en yakın akrabalar “damatla gelini” misafir çağırır. Bir nevi “ayagaçdı”ya benzer. Misafir çağırdıktan sonra damatla gelin onların evine gedip giderler. Misafir çağırıldığı zaman yeni evlilere hediye verilir. Genellikle, “damatla gelin” kimin evinde ilk kez misafir olursa, o zaman onlara ev sahibi tarafından hediye verilir. 



Oxunub: 119878