Ana Sayfa    » DİL    » Türk dilinin tarihi   

Türk dilinin tarihi

  

Azerbaycan dilinin tarihi genel Türk dili tarihinin bir parçası olduğundan, geçmişi hakkında tam bilgi almak için Türk dilinin tarihine dikkat etmek gerekir. Son dönem araştırmalarına göre, Türkler ve Türk boyları hakkında bilgilere M.Ö.   3 - 2. binyılların kaynaklarında rastlanır. Ancak bazı arkeolojik ve paleontolojik bilgilere göre, Türkler M.Ö. 9 - 8. yüzyıllarda artık tarih sahnesine çıkmışlardır. Tarihe değişik boy, kabile, soy isimleri ile çıkan, aynı kökene bağlı, dil, din, ırk ve kültürel birliğini koruyan bu ulus, elbette Türk adını da çok eskiden beri yaşatmaktadır. Tam olarak Türk adını taşıyan bu etnik grubun, 5 - 8. yüzyıllarda bugünkü Moğolistan topraklarında Göktürk Kağanlığı’nı kurdukları bilinmektedir.   Orta Moğolistan\'da bulunan Göktürk Kağanlığı batı ile Orta Asya\'yı birleştiren, sınırları Karadeniz\'e kadar uzanan büyük bir hakanlık olmuştur.Türklere ait tarihi bulgulardan biri de, daha çok birleştirici ve hakim rol üstlenen  bir halkın adı ile tanınmalarıdır.  Örneğin, Kimmer \\ Kemer (Gamer) boyunun hakimiyeti ele almasıyla Kimmer devleti, İskitlerin Kimmerleri sıkıştırıp Karadeniz bölgesine çıkartması ile, İskit-Sarmat devleti olarak tanınmaya başlamıştır. Hun Devleti’ni kuran soy da hem devlete, hem de millete kendi adını vermiştir. Göktürkleri yenen Uygurlar da bu yolla giderek Türk adının yerine kendi soy isimlerini tercih etmişlerdir. Bunun sonucunda Türk devletçiliği açıkça Avrupa, Çin, İran devletçiliğinden farklılık arz eder. Farklı soyların Hun döneminde, Çin kaynaklarında So, Se, Assur kaynaklarında Aşğuzay, Yunan    vakayinamelerinde İskit, Farslarda Saka şeklinde çeşitli  isimler almaları, her birinin yeni bir halk olarak tarih sahnesine çıkmasına sebep olmuştur.Türk tarihi ile ilgili son dönem araştırmalarda Türk adının çok eskiye dayandığı görüşü ağırlıktadır. M.Ö. 2000 yılına ait Akkad kaynaklarında, Urmiye Gölü çevresinde yaşayan Turukilerden bahsedilir. Onlar Akkadlarla savaşmışlar ve Aratta topraklarında yaşamıştırlar. M.Ö. 1. yüzyılda Kafkasya\'da yaşayan ve Yunan kaynaklarında “turukete” olarak geçen Türklerden söz edilir. Onlar hem görünüşleri, hem de yaşam  felsefeleri ile Farslardan ve İber-Kafkas halklarından ayrılırlar.Tevrat\'ta o dönemdeki halkların isimlerini gösteren etnik göstergede (M.Ö. 8. yüzyıldan İsa\'nın doğumuna kadar olan dönemi kapsamaktadır) Ortaçağ’da Seti-Kıpçak olarak adlandırılan, şimdiki Rusya bozkırlarında yaşayan halklara Tokamar veya Tokar adı verildiği tespit edilmiştir. Museviliği kabul eden Hazar Türklerinin soyluları da, Tevrat\'a sadık kalarak Türk adını Tokar şeklinde kullanmış, kendilerini de Tokaramoğulları olarak adlandırmışlardır. 10. yüzyılda Hazar hakanı Josef, Yahudi Hasday İbn Safrut’un sorularına cevap verirken, halkının Yafes\'in oğlu Tokaram’dan geldiğini söylemiştir.M.Ö. 3. yüzyıl ve M.S. 1-4. yüzyıllara ait Gürcü ve Ermeni kaynaklarında Kafkasya\'da yaşayan diğer küçük İber-Kafkas ve Hint-Avrupa halkları ile beraber Türk kavimlerinden Haylantürkler, Buntürkler, ayrıca Varsaklar, Bulkarlar, Bayındırlar, Arsakılar vb. ile ilgili bilgilere geniş yer verilmiştir.4000 yıllık Türk dilinin tarihi defalarca çeşitli yönlerden tasnif edilse de, son araştırmalarda aşağıdaki  sınıflandırma kabul edilmektedir:
1) Altay veya Prototürk Dönemi
2) Ana veya Eski Türkçe Dönemi
3) Orta Türkçe Dönemi
4) Yeni Türk Lehçeleri ve Dilleri Dönemi

1) Altay veya Prototürk Dönemi 
M.Ö. 9000 yılından M.S. 5. yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu dönem özellikle iki kısma ayrılır: Hunlara kadarki dönem ve Hun dönemi. Prototürkçeye ait yazılı anıt olmasa da, tek örnek İskit (Hun) hükümdarlarının (Tümen, Gyunçen, İçjise, Uvey, Huluku vb) isimleridir. Ayrıca prototürkçeye ait olma ihtimali bulunan diller şunlardır: Etrüskçe, İskitçe (veya Hunca), Sümerce, Bulgarca.

2) Ana veya Eski Türkçe Dönemi 
MS 6 -10. yüzyıllarını kapsamaktadır. Eski Tükçe dönemi iki kola ayrılır:a) Orhun-Yenisey yapıtlarının dilini ve 5-8. asırları kapsayan Göktürk Dönemi.b) 8-10. asırları kapsayan  Uygur  Dönemi.Türk dili tarihinin en çok öğrenilen ve en zengin dil örnekleri olan dönemi bu dönemdir. Dilde, neredeyse yabancı unsurlara rastlamak mümkün olmadığından, bu dönemi Saf Türkçe Dönemi” olarak adlandırmak mümkündür.3) Orta Türkçe Dönemi 11-16. asırları kapsamaktadır. Orta Türkçe devrinin en önemli olayı Türklerin İslam dinini kabul etmesi ve dolayısıyla Türk diline Arapça, Farsça ve diğer dillerden kelimelerin geçmesidir. Orta Türkçeye giren dönemler şunlardır:
a) Karahanli Dönemi
b) Harezmşahlar Dönemi
c) Çağatay Dönemi
ç) Eski Anadolu Türkçesi Dönemi
d) Iran Topraklarinda Kullanilan Oğuzca
e) Altin Orda, Misir ve Suriye\'de Yazi Dili Olan Kipcakça

3)Orta Türkçe Döneminin (Karahanlı Döneminin) en büyük olayı Kaşgarlı Mahmut ve onun Divanü Lugat-it-Türk adlı eseridir. Türkolojiye ilk temel katkıda bulunan Divanü Lugat-it-Türk  hala kendi muazzam nüfuzunu korumaktadır. Son verilere göre, müellif eserini dört kez düzelttikten sonra 1073-1074 yıllarında tamamlamış ve bazı bilgilere göre 1077 yılında Arap halifelerindən Möhtedil’e sunmuştur. Muhtemelen, Kaşgarlı Mahmut Türk dili gramerine ait başka eserler (Cevahirun-nehv fi sözlük-it Türk), de vermiştir, maalesef günümüze dek esere ulaşılamamıştır. Divanü lügat-it Türk eseri Araplara Türk dilini öğretmek amacıyla kaleme alınmıştır. Kaşgarlı Mahmut Türkçe kelimeleri daha iyi anlatmak için atasözlerine ve dörtlüklere odaklanmıştır. Eserde yer isimlerinin, Türk kavimlerinin isimlerinin ve sayıların yer alması, ayrıca bunların Türkçe olması eserin en değerli özelliklerinden biridir. Divanü lügat-it Türkte 11. yüzyıl Türk dilleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Kaşgarlı Mahmut, Türk dillerini tasnif eden ilk kişidir. Coğrafi ve kısmen de fono-morfolojik bakımdan Türk dillerini doğu ve batı lehçelerine ayırmıştır. Doğu Türk lehçesine Çiğil, Yağma, Tohsı ve Uygurlar, batı lehçesine Oğuz, Kıpçak, Bulgar ve Suvarlar dahildir. Yazara göre, Türk lehçeleri saf ve karışık olmak üzere de tasnif edilebilir. Örneğin Yağma, Kırgız, Kıpçak, Oğuz Türkçesi saf Türkçedir. Karma olanlar Fars dilinin etkisinde olanlardır. Soğdi (Soğdak), Kancak, Argu bu tip karışık lehçelerdendir.

4) Yeni Türk Lehçeleri ve Dilleri Dönemi 
16. yüzyıldan günümüze kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu dönem daha çok Türk dillerinin tam bağımsız diller gibi kendine özgü edebi dil özellikleri kazandığı dönemdir. Aynı zamanda bu dönemin en önemli dil olaylarından biri de bazı aşiret birliklerinin diğer dil toplulukları içerisinde asimile olmasıdır. Öyle ki, Arap ülkelerindeki Kıpçak boyları (özellikle Memlûk Türkleri) Oğuzlarla, Oğuzların bir kısmı Karla-Uygur ve Kıpçak boyları ile aynı zamanda Karla Oğuzlarla, Kıpçaklar da Karluklarla karışmışlardır.Oğuz boyları eski Selçuk, eski Türkmen ve eski Bulgar aşiretleri temelinde birkaç eski ve modern dilin oluşmasında rol oynamıştır: eski Azerbaycan, eski Osmanlı, eski Türkmen, Azeri, Türk, Türkmen ve Gagauz dilleri  vb.



Oxunub: 70974